2011’de başlayan iş birliklerinin en başından bugüne kadar, Hublot ve Ferrari her zaman benzersiz bir tasarıma ve mekaniğe sahip saatler yarattılar. Her seri yeni bir stil ortaya koydu. Bu yıl ise Hublot “Gran Turismo” evreninden esinlenen zarif ve modern bir parça yarattı.
“Uzun mesafelerde yüksek hızda, stille ve rahat bir şekilde otomobil kullanmak.” İşte “Gran Turismo” ruhunu tanımlayan ifade tam da bu. “Gran Turismo” terimi aynı zamanda sınırlı sayıda üretilen ve çok yüksek performansa sahip lüks araçlardan oluşan bir otomobil kategorisini de tanımlar. GT, mekanik performansa ve inovasyona duyulan tutkuyla, zarafet ve güzelliğe karşı takdir duygusunun hakim olduğu bir gelişmişlik dünyasıdır. “Gran Turismo” otomobillere saygılarını göstermek amacıyla Hublot ve Ferrari bir kez daha bir ilke imza atarak estetik yaratıcılık ve mekanik inovasyon anlayışlarını GT evreninin stil kodlarına paralel olarak hem geleneksel hem de modern saat mekaniğini Classic Fusion’da birleştirdiler.
Bu modeli özel kılan bir başka detay ise, ünlü UNICO manüfaktür mekanizma 45 mm çapındaki Classic Fusion kasasına ilk defa yerleştirilmesi. Bu mekanizma, 201 B’de üretilen ve Hublot’nun kendi kronograf kalibrelerinin ikincisi HUB 1280. Dört patentle korunan, 4 Hz frekansa (2B’B00 Nh) ve kadrandan görülebilen bir kolonlu çarka sahip bu otomatik flyback kronograf mekanizması, özellikle 6, 75 mm kalınlığı ve gündelik hayat için son derece kullanışlı bir özellik olan 3 günlük güç rezervi ile bir şampiyona layık teknik özelliklere sahip. Kullanılan safir cam sayesinde, kadran transparan ve saat 1 2 konumunda yer alan ünlü Şahlanan At logosuyla birlikte UNICO HUB 1280 kalibrenin son derece hassas mekaniğini sergiliyor. Classic Fusion Ferrari GT saatin kayışları Maranello’nun tarihi yarış otomobillerinin koltuklarında olduğu gibi Schedoni derisiyle kaplandı. Bu inovatif tasarıma ve az bulunan zarafete sahip saat, Hublot ile Ferrari arasındaki mükemmelliğe dayalı ortaklıkta yeni ve önemli bir sayfa açıyor.